9 Aralık 2010 Perşembe

ateş borusu ve yaktığı hayatlar








Ülkemiz  için  değerli  bu  3  türden  4  birey  avcıların  saçmalarına  hedef  olarak yaralandı. Vucütlarının  değişik  bölgelerine  isabet  eden  saçmalar  yüzünden  doğaya  dönme  şansları  kalmadı. Tunceli’den  ve  Kırşehir’den  gelen 2  puhu,  Ankara’dan gelen  kızıl  şahin  ve Kayseri’den  gelen  uludoğan   Doğa  Koruma   ve Milli Parklar  Genel  Müdürlüğü  yaban  hayvanlarına  ilk  müdahale  ve  nakil  aracıyla  bulundukları  yerlerden  alındı  ve  tedavileri  İstanbul  Üniversitesi  Veteriner  Fakültesi’nde  yapıldı. Uygulanan  tedavi  sonrası  hayati  tehlikeleri  kalmadı  ve  kendi  kendilerine  beslenmeye   başladılar. Bu  4  yırtıcı  kuşun  isabet  eden  saçmaların  oluşturduğu  travmaya  bağlı  olarak  vucütlarındaki  birçok  kemikde  kırık vardı. Bu kırık  kemiklerin  iyileşmesine  rağmen  doğaya  dönme  şansları  kalmayan  bu  nadir  kuşlarımız  hayatlarının  geri  kalan  kısmını  Bursa  Karacabey ‘ deki  Yaban  Hayatı  Kurtarma  ve  Rehabilitasyon  Merkezinde  geçirecekler.

kalbimin bozkırındaki kurtlar






Kurtlar ortalama 60 günlük bir gebelikten sonra 3-7 arası yavru dünyaya getirir.Nisan-mayıs başları gibi doğan yavruların 12 gün içinde gözleri açılır,20 günlükken duyma duyuları gelişir ve 21 günlükten sonrada yuvadan ilk kez çıkarlar ve ortalama 7 haftalıkken sütten kesilirler.

Yavrularla ilk karşılaştığımda henüz bir aylık bile olmamışlardı,ancak gelecekte nasıl bir birey olacakları,katılacakları veya kuracakları sürüde nasıl bir statüye sahip olabileceklerini belirten işaretleri görmek mümkündü.Dişilerden daha küçük yapılı olan çekingen ve insanlara daha mesafeli duruyordu.Onun bu davranışları gelecekte sürü içinde muhtemelen baskın
( alfa) dişi olamayacağını gösteriyordu.Ancak doğaya salındıktan sonra alışma sürecinde insanlardan korkması ve çekinmesi onun için avantajdı.Dişilerden iri yapılı olan çok daha meraklı ve cesaretliydi.Aynı özelliklere sahip erkek yavruyla beraber hareket ediyordu.Erkek yavru son derece meraklı,inatçı ve keşfetmeyi çok seven bir kişiliğe sahipti.İlk günlerde dişilerden çok az bir farkla daha iriydi.Ancak 3 aylığa ulaştığında 20 kiloyu bulması,sağlam kemik ve kıl yapısıyla ideal bir alfa erkek olacağının sinyallerini veriyordu.
Yavruları Sinop’tan İstanbul’a getirip yeni yerlerine yerleştirdiğimizde ilk günlerde kafeslerinden çıkmaya cesaretsizdiler.Ancak birkaç gün sonra kafeslerinden daha geniş kapalı alana ilk çıkan erkek yavru ve onun arkasından da dişi oldu.Onlar bu alanı keşfedip kafese girip çıktıkça diğer dişide cesareti toplayıp onlara katıldı.Bir sonraki aşamada üzeri açık bölmeye geçiş vardı ve bu alanda onları bekleyen birçok yabancı ses ve koku vardı.Bu alanın etrafı 3 yanı yüksek duvar ve 1 yanı da yüksek brandayla çevriliydi.Ancak keşfetme duygularına çok fazla karşı koyamayacakları ortadaydı.Onları bu konuda teşvik edecek sürü lideri rolünü de üstlenmek bana düşmüştü.Kısa süre sonra günün büyük bölümünü bu alanda geçirmeye ve etraftaki yeni cisimleri keşfetmeye başladılar.Ancak karanlık çökünce yine her zaman daha güvenli gördükleri onlar için in görevi gören en içerdeki küçük bölmelerine dönüyorlardı.Burada birbirlerine sokularak uyuyorlardı.Geldikleri ilk günden itibaren bulundukları bölüme girdiğimde onları uluyarak selamlıyordum.Kısa süre sonra bana aynı şekilde karşılık vermeye başladılar.Kurtlarda uluma hayati öneme sahip bir eylemdir,hem sürü içinde hem de yaşadıkları bölgeyi çevreleyen alanlardaki diğer sürülere karşı bir kimlik kartı görevi görür.
 Beslenmeleri ise en hayati konuydu.İlk günlerde keçi sütü ve kuru mamadan oluşan besinlerinin yerini zamanla kuru mama,kemik ve sonrada tamamıyla koyun et ve kemiği aldı.Yavruları salmayı planladığım alanda yoğunlukla sığır yetiştiriciliği yapılması onları sadece koyun etiyle beslememi gerektiriyordu.Aksi halde sığır etine karşı aşinalıkları olabilir ve bırakıldıkları alandaki tanıdık besin kokusu onları sığırlara yaklaştırabilirdi.Bırakılacakları alandaki onlara av olabilecek yabani hayvanların leşlerini bulup onlara vermekse daha büyük bir avantaj sağlar.Yavruların bakımı boyunca araç çarpması sonucu yaşamını yitirmiş bir karaca bulmamızda bu süreçte şanslı bir durumdu.İlk günlerde süt ve kuru mamayı paylaşmak aralarında pek de sorun teşkil etmiyordu.Ancak et ve kemiğe başladıktan sonra yemeğe önce kimin başlayacağını statüleri belirlemeye başladı.Önce sürü lideri olarak yemeğe ne zaman başlanacağını ben belirliyordum ve onlarda sıralarını bekliyordu.Ancak doğal hayatta baskın erkek ve dişinin  yapacağı gibi yavruların karnı doymadan kendi hakkımı almıyordum.Amacım bu rolü zamanla erkek bireyin üstlenmesini sağlamaktı.Erkek bireyde bu rolü kısa sürede kavramaya başladı.Yanlarında daha az zaman geçirmeye başladım.Avlanma becerilerini geliştirmek için canlı hayvanlarda vermeye başladığımda ilk hamleyi yapan ve ölümcül darbeyi indiren erkek yavru oluyordu.Bir süre avının başında sırt tüylerini kabartmış,sırtını kamburlaştırmış ve dişlerini olabildiğince görünür halde tuttuktan sonra dişiler kuyruklarını bacaklarının arasına almış bir şekilde ava yaklaşıyordu.Erkek de onların bu davranışları sonucunda avın parçalanmasına yardım etmelerine ve paylarını almalarına izin veriyordu.Üçü arasında ki bağ oldukça kuvvetliydi ve bu bağı daha da kuvvetlendirmek için onlara karşı hiçbir yakınlık göstermiyordum.Bulundukları alanın bir yanı brandayla çevriliydi.İnsan sesi duyup brandaya yaklaştıklarında onları korkutacak şekilde sesler çıkarıp hareketler yaparak brandaya yaklaşmalarını engelliyor,insan sesi ve kokusunun tehlikeli olduğunu göstermeye çalışıyordum.Bu insan ve kendi türleri arasındaki ayrımı öğrenmelerini,insan ve ona bağlı tehditlerden uzak kalmalarını sağlayacaktı.
 Genelde oyun amaçlı olan boğuşmaların bazen erkek ve iri yapılı dişi tarafından güç gösterisine dönüştürülüyordu.Oyun amaçlı olunca kısa süreliğine birbirlerinin boğazını ısırıyorlar,ancak güç gösterisine dönüşünce bu ısırmaların süresi uzuyordu.Ama tabi ki bunların hiçbirisi birbirlerine zarar vermeye yönelik değildi.Kurtlar gereksiz saldırganlıklarda asla bulunmaz.Köpek gibi saldırganlıkları yoktur.Sürü bağlarının güçlendirilmesinde en önemli etkenlerden biride koku,bu yüzden devamlı birbirlerinin idrarlarını kokluyorlardı.Ve ayrıca birbirlerinin ağızlarını yalamaları da sıksık yaptıkları bir selamlaşmaydı.Bunlar sürü olmaları adına umut verici görüntülerdi.Kurtlar yaklaşık 2 yaşına ulaştıklarında cinsel erginliğe erişirler.Bu da yavruların uzun bir süre daha bir arada kalacaklarının ve aralarındaki güçlü bağın bu zamana kadar devam edeceğinin göstergesiydi.Kurtlarda ensest ( aile içi) ilişki asla görülmez.Cinsel erginliğe ulaştığında erkek yavru ya kendine yeni bir sürü kuracak yada zor bir sınavdan sonra kendini başka bir sürüye kabul ettirecekti.Dişiler içinse bu süreç daha kolay ya şu anki sürülerine katılacak başka bireylerle devam edecekler yada başka sürülerde şanslarını deneyecekler….

Hakkımda